top of page
  • Yazarın fotoğrafıKIZILOT Tax Law Office

Tarhiyat Sonrası Uzlaşma Sonuçlanmadan Vergi Davasının Esastan İncelenemeyeceği

I- GİRİŞ

Uzlaşma, vergi uyuşmazlıklarının idari çözüm yollarından en çok başvurulanı durumunda. Vergi uyuşmazlıklarının yaklaşık yüzde 80’i uzlaşma yoluyla çözülüyor. Özellikle tarhiyatla birlikte ceza kesilmesinin de söz konusu olduğu durumlarda, uzlaşmaya başvurulması oldukça yaygın.

Uzlaşma kapsamı dışında kalan, VUK’un 359. maddesindeki fiiller dolayısıyla yapılan tarhiyat ve kesilen cezalar dışında kalan vergi ziyaı cezaları için uzlaşma yoluna başvurulmadan dava açılmasına rastlamak neredeyse mümkün değil. Yasal anlamda bir zorunluluk olmamasına karşın, önce uzlaşmaya başvurulması adeta gelenek haline gelmiş durumda.

Bu yazımızda, aynı anda hem uzlaşmaya başvurulup hem de dava açılması halinde davanın esastan incelenip incelenmeyeceği konusu Danıştay’ın yaklaşımına da yer verilerek değerlendirilecektir.


II- UZLAŞMAYA VARILMASI KABULLENME ANLAMINA GELMEZ

Uzlaşma komisyonlarının, vergi ve ceza tutarını indirme bakımından “sınırsız” yetkisi bulunmaktadır. Bu bağlamda, cezanın tamamını sıfıra indirebileceği gibi, vergileri de (hata varsa) sıfıra indirebilmektedir. Özellikle vergide yüksek oranda indirim ya da sıfırlama, yapılan incelemenin sağlam bir dayanağının bulunmadığını gösterir.

İlk bakışta, uzlaşmanın kabul etmesinin kabullenme olduğu görüşü benimsenebilir. Ancak, bu yaklaşım oldukça hatalıdır. Nedenine gelince, uzlaşma hem mükellef hem de idare açısından “sigorta” özelliği taşımaktadır.


İdare, dava açılması durumunda yıllar sonra alacağı (belki de hiç alamayacağı) paraya kısa süre içinde kavuşmaktadır. Bu bakımdan idare açısından uzlaşmaya varılması vergi ve ceza işleminin hatalı olduğunu göstermez.


Konuya mükellef açısından baktığımızda da benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Uzun süren yargı sürecini beklemeksizin belli bir miktar ödemede bulunularak uyuşmazlığı sona erdirmek mükelleflerin çoğu tarafından tercih edilen bir yol durumunda. Mükelleflerin haklı oldukları durumlarda bile bu yolu tercih etmeleri, bir an önce belirsizliğe son verme isteğinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla uzlaşmaya varılması mükellef açısından da kabullenme anlamına gelmez.


III- UZLAŞMA İLE BİRLİKTE DAVA AÇILMASI MÜMKÜN MÜ?

Normal koşullarda önce uzlaşma istenir. Uzlaşma sağlanırsa uyumazlık biter. Uzlaşma sağlanamazsa dava açılır. Bununla beraber, ihbarnameler tebliğ edildikten sonra, 30 gün içinde önce vergi mahkemesine dava açılması, ardından tarhiyat sonrası uzlaşma istenmesi mümkündür(1).

Konuya ilişkin verilen bir Özelge’de de bu durum teyit edilmektedir. Söz konusu Özelge’de(2);

“Önce vergi mahkemesinde dava açılıp ardından uzlaşma talebinde bulunulması mümkündür VUK Ek Madde 7/2 ve Uzlaşma Yönetmeliği’nin 13. maddesi uyarınca, dava uzlaşma işleminin sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemelerince incelenemez. Herhangi bir nedenle incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır. Uzlaşma sağlanırsa, durum vergi mahkemesine bildirilir ve dava incelenmeden reddolunur. Uzlaşma sağlanamazsa bu durumda vergi mahkemesine bildirilir. Mükellef uzlaşma gününden önce uzlaşma talebinden vazgeçerse, vergi mahkemesindeki dava kaldığı yerden devam eder.”görüşüne yer verilmektedir.


Özelge’de de belirtildiği gibi, uzlaşmaya başvurulup dava açılması halinde, dava esastan görüşülmemekte, ancak dosyanın tekemmülüne ilişkin süreç devam etmektedir. Uzlaşmanın sağlanmaması halinde davanın esastan görüşülmesine başlanmaktadır.


IV- DAVA ESASTAN İNCELENEBİLİR Mİ?

Yukarıda yapılan açıklamalardan da görüleceği üzere, aynı anda hem dava açılması hem de uzlaşmaya başvurulması mümkündür. Bu noktada, uzlaşmayla birlikte vergi mahkemesinde açılan davanın uzlaşma sonuçlanmadan esastan incelenip incelenmeyeceği sorusu akla gelmektedir.

Hem uzlaşmanın amacı ve hem de VUK ek 7. maddede yer alan düzenleme birlikte dikkate alındığında, mahkemece dava ile ilgili olarak dosyanın tekemmülüne ilişkin sürecin devam etmesi gerektiği; davanın esastan görüşülüp karara bağlanmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Nitekim, ortaya çıkan bir uyuşmazlıkta Danıştay’ca;


“Yükümlü tarafından dava açıldıktan sonra aynı vergi ve cezalar için uzlaşma başvurusunda bulunulması nedeniyle VUK ek 7. madde uyarınca uzlaşma işleminin sonuçlanmasından önce mahkemece davanın esastan incelenerek karara bağlanmasına olanak bulunmamaktadır”(3)yönünde karar verilmiştir.


V- SONUÇ

Vergi uyuşmazlıklarının uzlaşma yoluyla çözülmesi uygulamada çok sık başvurulan bir yöntemdir. Uzlaşma görüşmelerinde uzlaşmaya konu olan uyuşmazlığın niteliğine göre, ciddi indirimlerin yapılması bu durumun nedenlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Uzlaşma hem mükellefler hem de idare açısından olumlu özelliklere sahiptir. Bu nedenle, uzlaşmaya varılmış olması her iki taraf açısından da kabullenme anlamına gelmez.

Uzlaşmaya başvurulup aynı zamanda dava açılması konusunda herhangi bir kısıtlama bulunmaktadır. Böyle bir yola başvurulması durumunda dava esastan incelenmemekte ancak hazırlık işlemleri sürmektedir. Böylece, sonradan dava açılmasına göre zaman kazanılmış olunmaktadır.

Aynı anda hem dava açılıp hem de uzlaşmaya başvurulması durumunda, dava esastan incelendiğinde, verilen karar usul yönünden sakat hale gelmektedir. Bu husus Danıştay tarafından da teyit edilmektedir.


(1)         Şükrü KIZILOT, “Hem Dava Açılıp Hem de Uzlaşma İstenebilir mi?”, Hürriyet, 27.10.2009

(2)         MB.’nin, 21.10.2009 tarih ve 27/2792-413/99390 sayılı Özelgesi.

(3)         Dn. 9. D.’nin, 17.03.2009 tarih ve E. 2008/586, K. 2009/1378 sayılı Kararı (Karar’ın tam metni Yaklaşım’ın elinizde bulunan sayısının “Yargı Kararları” bölümünde yer almaktadır).

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yetkilendirilmiş Yükümlü

Yazar: Musa ÜNAL* Yaklaşım / Aralık 2021 / Sayı: 348 I- GİRİŞ Günümüz dünyasında dış ticarette olağanüstü bir hız ve çeşitlilik söz...

Comments


bottom of page